- istinâd etmek
- dayanmak; bir şeyi dayanak (mesned) olarak almak
Hukuk Sözlüğü. 2010.
Hukuk Sözlüğü. 2010.
istinâd — (A.) [ دﺎﻨﺘﺱا ] 1. dayanma. 2. güvenme. ♦ istinâd etmek dayanmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
KEHANET — Gaibden haber vermek. Falcılık. Kâhinlik etmek. (İlâhi ihbârât ı gaybiyyeye istinad etmeden, gaybdan haber vermek ve falcılık ve kâhinlik etmek dinen kat iyyetle haramdır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İHLAS — (Hulus. dan) Kalbini safi etmek. İçten, samimi, riyasız sevgi. İçten gelen sevgi ile doğruluk ve bağlılık. * Sırf Allah emretmiş olduğu için ibadet etmek. Yapılan ibadet ve işlerde hiçbir karşılık ve menfaati, hakiki ve esas gaye etmeyerek yalnız … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
istinat — is., dı, esk., Ar. istinād 1) Dayanma, yaslanma 2) Güvenme, kuvvet alma 3) Bir şeyi kanıt sayma Birleşik Sözler istinat duvarı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller istinat etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
NEFS-İ EMMARE — İnsanın çirkin ve şeytanın teşviklerine itirazsız ve mücahedesiz tâbi olması hâli.(Nefs i emmârenin istibdad ı rezilesinden selâmetimiz İslâmiyete istinad iledir. O habl ül metine temessük iledir. Ve haklı hürriyetten hakkıyla istifade etmek,… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TAHRİC — (Huruc. dan) Çıkartma. Meydana koyma. * Şehadetname vermek. * Fık: Müçtehidlerin istinad ettikleri naslara, kaidelere, asıllara tatbikan şer î hükümleri istihrac etmek. Bu tarz ile hüküm çıkarabilmek salâhiyetinde olanlara: Muharric, sahib i… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
UCB — (Ucub) Kibir, gurur. Kendini beğenmişlik. Ameline, yaptıkları işe güvenmek. * Varlığı nâdir olan şeyi görünce istiğrab etmek hâli. * Yabancı kadın taifesiyle beraber oturmak ve konuşmaktan pek hoşlanan.(Arkadaş! Ye se düşen adam, azabdan… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük